Isparta’da bedelli askerlik yapacaksanız, doğru yerdesiniz. Bu yazımızda, Isparta Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanlığı’nda bedelli askerlik yapmış olanların gerçek deneyimlerini bir araya getirdik. Burada okuyacağınız yorumlar tamamen askerlik yapan kişilerin kendi ifadeleridir. Herkesin deneyimi farklı olabileceği için olumlu veya olumsuz yorumlar kişisel değerlendirmelerdir.
Isparta bedelli askerlik denildiğinde akla gelen ilk şey disiplinli bir düzen ve zorlu hava koşullarıdır. Özellikle kış aylarında sert soğuk, yaz aylarında ise güneşin etkisi kendini hissettirir. Ancak bu zorlukların yanında, askerliğin ruhuna uygun bir düzenin olduğunu, düzenli bir programla geçen günlerin sonunda yemin töreninin gururunu yaşamanın paha biçilemez olduğunu unutmayın.
Bu yazıda, bedelli askerlik sürecinde neler yaşanıyor, hangi konulara dikkat etmeniz gerekiyor, en çok hangi zorluklar öne çıkıyor gibi sorulara cevap bulacaksınız. Deneyimler doğrudan askerlerden geldiği için hem hazırlık aşamasında hem de askerlik sırasında işinize yarayacak pek çok bilgi edineceksiniz.
Hazırsanız, gelin hep birlikte Isparta Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanlığı’nda bedelli askerlik yapanların yorumlarına göz atalım. Bu yorumlar, askerliğe gidecek olan herkes için gerçekçi bir rehber niteliğinde olacak.
“10 Kişilik Koğuşlar Rahattı”
Öncelikle gidecek arkadaşlara şimdiden kolaylıklar diliyorum. Gideceğiniz yer, orman içinde konumlanmış oldukça güzel bir kışla. İçinde farklı kuş türleri ve sincaplar bile görebilirsiniz. Genel olarak süreç şu şekilde işliyor: İlk hafta adaptasyon süreci oluyor; koğuş arkadaşlarınızla kaynaşıyor, sağlık ve bankacılık işlemlerini tamamlıyor, kuralları öğrenip kafanızı biraz boşaltıyorsunuz. Özellikle yaz aylarında gitmemenizi şiddetle tavsiye ederim. Çünkü bedelli askerlik boyunca hayatınızda hiç beklemediğiniz kadar uzun süre ayakta ya da çömelerek bekleyeceksiniz. Üstelik bu bekleme genelde açık alanda, güneşin altında gerçekleşiyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, son 5-6 günü hasta geçirmeme rağmen, hayatımın en keyifli dönemlerinden biriydi diyebilirim. 10 kişilik koğuşta kurduğumuz dostluklar, sohbetler, kendi kendinize yaptığınız planlar; sivil hayatta yoğun stres yaşayan insanlar için adeta terapi gibi oluyor.
Ben 2. Tabur, 4. Bölükteydim. Her takımda 120 kişi olmak üzere toplamda 480 kişi vardı. Bizi en çok yoran şey, komutanların disiplin amacıyla sürekli yaptırdığı çömel-kalk hareketleri ve hiçbir şey yapmadan saatlerce güneş altında beklemekti. Çömel pozisyonu özellikle belli bir süreden sonra dizlerinizi ve bacaklarınızı iflas ettiriyor. Yürüyüş ya da silah eğitimi son iki haftaya kadar başlamıyor. Günlük düzeni şu şekilde özetleyebilirim:
-
Günlük Program:
-
05:00-05:30 arası kalkış, 06:00’da içtima.
-
Kahvaltı sonrası belirlenen alanlarda mıntıka faaliyeti.
-
08:00’den sonra bölük komutanını beklemek için tekrar içtima.
-
Daha sonra eğitim alanına geçiş. Burası tamamen açık ve gölgesiz bir alan. Son iki haftaya kadar burada herhangi bir eğitim yapılmıyor; sabah 8’den öğlen 12’ye kadar sessizce bekliyorsunuz.
-
12:00’da öğle yemeği, ardından 14:00’a kadar serbest zaman.
-
14:00’te içtima ve tekrar eğitim alanında 17:00’ye kadar bekleyiş.
-
17:00’de akşam yemeği, sonrasında serbest zaman (genelde 20:30-21:30 arası).
-
Yürüyüş provaları başlayana kadar yapılan tek şey beklemek oluyor. Bu noktada keşke bu bekleme sürelerinde eğitim verilseydi diye düşünüyorsunuz. Örneğin, ülkemizin tarihi ya da coğrafyası üzerine dersler olabilir; ancak maalesef rütbeliler bu eğitimi verecek kapasitede değil. Son iki hafta ise tören provasıyla geçiyor. Bu süreçteki en güzel an, silah eğitimi ve atış oluyor. Bir gün boyunca silah tutuşu, nişan alma, sökme-takma öğretiliyor; ertesi gün poligona gidip atış yapıyorsunuz.
Askere Giderken Götürmeniz Gerekenler: Soğuk algınlığı ilacı, boğaz spreyi, güneş kremi, pastil ve vitamin mutlaka yanınızda olsun. Ayrıca en az 10-12 adet askeri iç çamaşır götürün. Bunlar yoksa ciddi anlamda zorlanırsınız.
Olumlu Yönler:
-
Yemeklerin genelde güzel olması.
-
10 kişilik koğuşlar (diğer kışlalarla kıyaslandığında avantajlı).
-
Şanslıysanız iyi bir arkadaş grubu edinebilirsiniz.
-
Stresten uzak, sakin bir dönem.
-
Sonuçta kısa süreli ve bitecek olması.
Olumsuz Yönler:
-
Sürekli beklemek.
-
Kalabalık ortamda hastalık riski.
-
İlaç sıkıntısı.
-
Komutanların revire gidilmemesi için baskı yapması.
-
Bankaların fırsattan istifade kredi kartı pazarlaması.
Genel olarak, olumsuz yanları olsa da askerlik sonunda güzel anılarla dönüyorsunuz. Hazırlıklı gidin, beklentinizi gerçekçi tutun ve zamanı akışına bırakın.
“Kantin Kaynakları Yetersiz, Koğuşlar İyiydi”
2024-11 celbinde 1. Tabur 2. Bölükte askerlik yapan komando kardeşlerime selam olsun. Bu yazı tamamen kendi deneyimlerime dayanıyor.
Isparta’ya adım attığınız andan itibaren her şeyin para odaklı olduğunu hissediyorsunuz. Askercell zorunluluğu, kantinde “şu bere alınacak” dayatmaları… Mantık şu: ne kadar çok şey aldırabilirsek, kâr. Bu nedenle, ilk tavsiyem şu: zorunlu şeyleri zaten size aldıracaklar, gidip baştan her şeyi satın almayın. Elinizden geldiğince askere giderken alınacak asker malzemelerini askeri birliğe gelmeden yanınızda getirin. Özellikle sigara içiyorsanız, sigaranızı bolca getirin. Çünkü içeride seçenek çok sınırlı; genelde sadece Kent Switch vardı bizde.
İlk günler çok yorucu ve kaotik geçti. Yaklaşık 12 saat boyunca ayakta bekleme, çök-kalk pozisyonları, anketler, kişisel bilgiler, banka hesabı açtırma, komutanların keyfine göre yapılan ani içtimalar… Tüm bu karmaşa ilk haftanın ana gündemiydi.
İkinci hafta silah eğitimi başladı. Amfiye yürüyüşler, eğitimler derken epey yıprandık. Son hafta ise tören hazırlıkları ile geçti. Günde 4 kez yapılan tören provası gerçekten sabır gerektiriyordu.
Genel olarak Isparta’yı özetlersem:
-
Artılar: 10 kişilik koğuşlar, her gün sıcak duş imkânı, yemeklerin fena olmaması.
-
Eksiler: Her yerde uzun sıralar, kantin kaynaklarının yetersizliği, çok erken kalkış saatleri.
Komutanlar arasında iyi olanlar vardı ama bazıları inanılmaz zorlayıcıydı. Sabah 06.00’da içtima için hazır beklerken, 07.45 içtimasını içeride bekleyebilecekken bizi zorla dışarı çıkaran, “kan verirseniz bir gün izin alırsınız” deyip öğle arasında tekrar eğitime gönderen, istirahat verilmesine rağmen 5 dakika sonra sert rüzgar ve çiseli yağmurda bir saat boyunca marş söyleten komutanlara hakkımız helal değil. Onlar kendilerini biliyor.
Kısacası: Isparta’da askerlik kolay değil, ama bazı imkanlar rahatlatıyor. Sabırlı olun, fazla para harcamamak için hazırlıklı gidin, komutanlara karşı sakin kalın. Şimdiden hayırlı tezkereler!
“Bedelli Askerlik Yakılacak Yer Değil”
Bedelli askerlik hizmetimi gerçekleştirdiğim yer, Isparta merkezde Davraz’ın eteklerinde konumlanan General İhsan Alper Kışlası. Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlayan savaşçılar burada ve Eğirdir’de eğitim alıp hudutlara dağılıyor. Bizim için 25 günlük bir “bedelli” süreci gibi görünen bu dönem, diğer bölüklerdeki sözleşmeli askerler için hayatlarının gerçeği. Bu yüzden bulunduğunuz yerin manevi değerini bilin. Kışlada konfor aramayın, askerlik biter ama anılar kalır. Zorluklar olacak; soğuk, içtimalar, çök-kalklar, kalabalık koğuşlar, ama bu da geçer.
Bazı hatırlatmalar: Askerlik boyunca komutanlarla ilişkilerinizde dikkatli olun. Gözünüzde büyütmeyin, fazlaca muhalefet etmeyin. Anti-militer söylemlerle kendinizi ifade etme çabası burada gereksiz. Türk ordusunun savunma gücü olduğunu unutmayın. Sakin kalın, fazla sorgulamayın, omertaya (içerde olan içeride kalır) inanın. Ufak tefek olayları büyütmeyin. Cimer gibi haklarınız var, ancak gerçekten ciddi bir sorun yoksa yazmanın anlamı yok.
Bedelli askerlikte en büyük problem metodolojik: 25 günün büyük kısmı yürüyüş eğitimine ayrılmış durumda. Askerlik boyunca esas olan, tören için yapılan yürüyüş ve birkaç temel düzen hareketi. Spor ya da gerçek anlamda komando eğitimi yok. Silah eğitimi bir gün, üç mermiyle yapılan bir atışla sınırlı. Eğitim açısından en mantıklı zamanlar nisan, mayıs, eylül, ekim. Diğer aylarda ya çok sıcak ya da Davraz’ın dondurucu soğuğu yüzünden şartlar ağırlaşıyor.
Gelelim askerliğinizi kolaylaştıracak en kritik bilgilere:
-
Rütbelilerin erlere dokunması, küfür etmesi yasaktır. Bu, kanunda açıkça belirtilir. Çok bariz bir suç işlemedikçe kimse size fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulamaz.
-
Sakal ve saç traşına dikkat edin. Komutanlar buna hassas, nizami bir kesim yapın ki son günlerde kuyrukta beklemeyin.
-
Bedelli askerlik yakılacak bir askerlik değil. Çok büyük bir sorun çıkarmadıkça (kavga, firar, isyan vs.) askerliğiniz yanmaz.
-
Komutanlara “Komutanım” diye hitap edin. Çoğu iyi niyetli, ama bağırabilirler; bunu kişisel algılamayın. 25 gün sonra herkes evine dönecek.
-
G3 piyade tüfeğiyle atış yapacaksınız. İstemeyen yapmıyor ama tavsiyem yapın. Askerliğin en anlamlı günlerinden biri olacak.
-
Dışarıdan yeşil asker donu almayın. Kendi iç çamaşırlarınızı götürün.
-
Telefon konusunda: Akıllı telefon sokmaya çalışmayın, risklidir. Tuşlu telefon götürün.
-
Sigara içiyorsanız bolca stoklayın. Kantinde çeşit kısıtlı (genelde Winston Dark Blue, Kent Switch).
-
İlaç götürün: Nurofen, Parol, Majezik, pastil, burun spreyi, vitamin. İçeride bulamazsınız.
-
Maske alın. Koğuşlar kalabalık, hasta olmanız çok olası.
-
Aşı imkanı var; tetenoz ve menenjit aşısını olun.
-
Kışlada oyun alanları, kantin, PlayStation bölümü var ama jeton sistemine dikkat edin. Nakit yerine kart kullanmaya çalışın.
-
Yemekhane yemekleri beklentiniz yüksek değilse iyi sayılır. Kantin ürünleri pahalı, abartmayın.
-
Harçlık için TEB üzerinden hesap açtırıyorlar. Size ek kart çıkarabilirler, dikkat edin. ATM olarak sadece TEB var, nakit yerine kart kullanılıyor.
-
Botlar rahatsız, tabanlık ve vatka mutlaka götürün. Terlik ve asma kilit de şart.
Son olarak: Askerliğim boyunca hem zor hem keyifli anlar yaşadım. 29 Ekim gecesi tuttuğum nöbet, komutanlarla sohbetler, kantinde hep beraber izlenen maçlar, kurulan dostluklar… Hepsi aklımda kalacak. Garnizon Komutanı Piyade Albay Mustafa Kahraman ile sohbet etmek hayatımın unutulmaz anılarından biri oldu. Kısacası gördüklerimden sonra diyebilirim ki Isparta emin ellerde.
Hayırlı tezkereler!
“Giderken Yanınıza Alınacak Asker Malzemelerini Yazıyorum”
Geçen senenin nisan ayında bedelli askerlik yaptığım yer. Sizler için benim önerilerim şu şekilde. Bence herkes için de geçerli:
- 6’şar tane don, askeri fanila, içlik ve çorap yetmez. Çünkü her gün deli gibi terleyeceksiniz. Kış vakti bile olsanız terliyorsunuz.
- Haftada sadece 2-3 gün, 1-2 saatlik duş aralığı var. Onda da düzgün yıkanmak mümkün değil.
- Özellikle çorap için bol stok yapın, 25 çift bile götürseniz iyi olur. Yoksa ayak kokusu kaçınılmaz.
- Tabanlık ve vatka şart. İlk gün vatkasız ve tabanlıksız bot giymek ayağımı mahvetti, günlerce acı çektim.
- Verilen botlarda ergonomi sıfır, taban dümdüz ve botlar ağır. Ayağınız hem taşırken hem de vurduğunda perişan oluyor.
- Tavsiye: En az 2 farklı tabanlık ve 2 farklı vatka alın.
- Valiz olayı: İlk gün valizi sivil eşya odasına veriyorsunuz. 3-5 gerekli eşyayı alıp koğuştaki küçük dolaba koyuyorsunuz. Dolap çok küçük, tüm eşyalar sığmaz.
- Sivil eşya odası her gün ya da iki günde bir açılıyor. Kirlileri bırakıp temizleri alıyorsunuz.
- Mutlaka şu ürünleri götürün:
- Güneş kremi
- Nemlendirici
- İyi tıraş bıçakları
- Tıraş kremi
- Kolonya veya tıraş losyonu
- Roll-on deodorant (spreyler koğuşu berbat yapıyor)
- 3-5 tane ince tel askı (Islak kıyafet ve havlu kurutmak için)2-3 tane asma kilit alın.
- Dolabınızı ve özellikle bot dolabınızı mutlaka kilitleyin.
- Kendi botuna bakmayan, sizin sağlam botu çalmaya çalışan çok tip var. Önlem alın.
- Suya dayanıklı bir terlik olsun.
- Botu çıkarınca, banyoda vs. çok lazım oluyor.
- Terlik almayı unutmayın.
Isparta bedell askerlik malzemeleri asker yeşili tişört, boxer ve çorap temelli. Diğer ürünler zaten tüm askeri birliklerde kullanılan ürünlerden oluşmaktadır.
“Sabah 06.00’da İçtimaya Hazır Olmanız Gerekiyor”
3 Ocak 2024’te bedelli askerlik görevimi tamamladığım bu birlik, unutulmaz bir deneyim yaşattı. İlk andan itibaren düzen ve disiplin ön plandaydı.
Uzun bir kuyruk sonrası içeriye giriyorsunuz ve size bir dosya veriliyor. Bu noktada önünüzdeki ya da arkanızdaki kişi sizin “badiniz” oluyor. Askerlik boyunca birbirinizden sorumlu oluyorsunuz, o yüzden iletişiminiz önemli.
İlk işlemlerden biri askeri kıyafetlerin verilmesi. Bedeniniz soruluyor, fakat birebir uyan beden her zaman bulunmayabiliyor; en yakın beden size teslim ediliyor. Kabinlerde hızlıca üzerinizi değiştirmeniz isteniyor. Bunun yanında pijama takımı, atlet, boxer gibi kişisel malzemeler de veriliyor. 2’şer tane veriliyor bu az. Gitmeden önce fazlaca alabilirsiniz.
Koğuşa geçtiğinizde ilk iş olarak verilen nevresim takımını yatağınıza geçiriyorsunuz. Burada badinizle yardımlaşmak süreci kolaylaştırıyor. Ancak yatakların pek temiz olmadığını bilmelisiniz. Titiz biriyseniz kendi nevresim takımınızı götürmenizi öneririm; askeri malzeme satan mağazalarda aynı renkte nevresimler bulunabiliyor.
Dolaplar çok küçük olduğu için valizinizi oraya koyamıyorsunuz. İlk gün gerekli birkaç eşyanızı aldıktan sonra valiziniz sivil eşya odasına kaldırılıyor. Her akşam bu oda açılıyor ve ihtiyacınız olan eşyaları buradan alabiliyorsunuz.
İlk günler dolap düzeni, nevresim geçirme, yatak toplama gibi temel konularla geçiyor. Dolap düzeni konusunda çok hassaslar, ciddi kontroller yapılıyor ve kurallara uymanız isteniyor.
Sabah 06.00’da içtima için hazır olmanız gerekiyor. Öncesinde traş olup, yatağınızı topladıktan sonra alanda bulunmalısınız. Kahvaltı sonrası mıntıka temizliği başlıyor. Kimin nereye düşeceği tamamen şans. 25 gün boyunca tuvalet temizliği yapan da vardı, uzak bir alanı süpürüp dönen de. Sabahın karanlığında, soğuğun altında çalışmak oldukça zorlayıcı. İçeride tuvalet temizlemek de keyifli değil elbette.
Mıntıkanın ardından eğitimler başlıyor. İlk günler selam verme ve temel kuralları öğrenmekle geçiyor. Ardından yemin töreni için askeri yürüyüş eğitimi başlıyor. Bu bölüm en önemli kısım. Adımları nizami şekilde atmak, aynı anda yürümek gerekiyor. Yapamazsanız komutanlardan fırça yiyorsunuz. Bir de marş ezberleme işi var; kime hangi marş çıkarsa artık, Harbiye Marşı da olabilir, İzmir Marşı da.
Buradaki en kritik konu hangi komutanlara düşeceğiniz. Bu tamamen şans meselesi. Bazı komutanlar rahat, bazıları oldukça zorlayıcı olabiliyor. Soğuk havada uzun süre dışarıda beklemek ise en yorucu kısım. Hasta olmayan yok gibiydi. Giydiğiniz botlar rahatsız, ağır ve ayağı acıtıyor. İlaçlar konusunda girişte “olan atsın” deniyor ama kesinlikle atmayın. Bizim dönemde valizler detaylı aranmadı bile. Yine de ilaçları iyi saklayın. İçeride revire giderek ilaç yazdırabiliyorsunuz fakat ilaçlar yanınıza verilmiyor; belirlenen saatlerde ilaç odasına gidip kullanıyorsunuz.
Boş vakitlerde maç izleme imkanı var ancak geç saatlerdeki maçları izlemek mümkün değil. Televizyon olan odalar küçük ve kapasitesi yetersiz olduğu için özellikle derbi gibi maçlarda yer bulmak zor olabiliyor.
Sonuç olarak, bu birlik bedelli askerlik için disiplinli bir ortam sunuyor. Zorluklar var ama planlı hareket ederseniz rahat edersiniz. Hayırlı tezkereler!
“En Can Sıkıcı Mevzu AskerCell Olmuştu”
2025-5 tertip, 1. Tabur 4. Bölük 2. Takım’a ve tüm komutanlarımıza selam olsun. Özellikle O… ve M… komutanlarımıza ayrıca Tahta S…’e bolca selam. Sincanlı O… komutanımız bize askeriyeyi sevdirdi, biz de onu gerçekten çok sevdik. Umarım siz de kendisine denk gelirsiniz.
Kıtası buraya çıkan arkadaşlara şimdiden hayırlı tezkereler diliyorum. İçinizi rahatlatmak isterim; burası öyle gözünüzde büyüteceğiniz kadar zor bir yer değil. Diğer yerlere göre biraz daha disiplinli olabilir ama unutmayın: Komando olmak kolay değil. İçeri girince alışıyorsunuz. Bizim bölüktekiler bilir; 4. Bölük bir başkadır. Ben çok sevdim, umarım siz de seversiniz. Boş zamanlarda sıkılmamak için yanınıza bolca kitap alın.
Bizim en can sıkıcı mevzumuz Askercell olmuştu. Açık konuşayım; tekrar girsem telefon getirmezdim, içerden alırdım. Sebebini gittiğinizde daha iyi anlayacaksınız. Yemekhane dışındaki yemekleri yemenizi önermem. Özel işletmeler hem pahalı hem de lezzet olarak iyi değil. Yemekhane yemekleri genel olarak güzeldi, bazen tekrar eden menüler oluyor ama yenilir. Sigarayı içiyorsanız yanınıza bol bol alın, içeride bulmak zor olabiliyor.
Kimseyle gereksiz tartışmalara girmeyin. Sonuçta 4 hafta sonra bitecek bu süreç. Benim en çok sinirimi bozan şey, defalarca gösterilen basit şeyleri hâlâ yapmayan, dinlemeyen tiplerdi. Bir-iki kişinin bu umursamazlığı yüzünden ceza almak gerçekten can sıkıyor ama maalesef böyle insanlar hep oluyor.
Genel olarak ben askerliği sevdim. Tüylerimi diken diken eden tören hazırlıkları, kurulan dostluklar, komutanlarla yapılan samimi sohbetler… Hiçbir şeyin sorumluluğunda olmayıp sadece verilen görevi yapmak, farklı bir deneyim. Ama şunu bilin: Eğer sürekli “öf püf, geçmiyor bu zaman” kafasındaysanız, askeriyeyi sevmiyorsanız ve içinizde zerre “Her Türk asker doğar” düsturu yoksa, bu süreç size duble zor geçecek.
Son söz: Hayırlı tezkereleriniz olsun. Mavi bere düşmez yere! Komando!
“Yemekleri Catering Firması Hazırlıyor”
Mayıs ayında bedelli askerlik görevimi burada tamamladım ve edindiğim tecrübeleri paylaşmak istiyorum.
Telefon Kullanımı:
Askeriyeye yalnızca tuşlu telefon ile giriş yapın. Normal hattınızı 08:00-18:00 arasında kesinlikle kullanmayın, hatta mümkünse kapatın. Mesai sonrası kullanabilirsiniz. Eğer mesai saatlerinde yakalanırsanız, askerliğinizin uzaması söz konusu olur.
Yemek ve Market:
Yemekler bir catering firması tarafından hazırlanıyor. Bulaşık yıkama yok ve yemekleri tam yediğiniz takdirde gün içinde ekstra bir şey alma ihtiyacınız pek olmuyor. Yemekler genel olarak lezzetliydi. Kışla içinde içecek, atıştırmalık ve kahve alabileceğiniz otomatlar mevcut. Ayrıca askeri markette vatkadan donlara, dudak nemlendiricisinden traş setine kadar her şey satılıyor ve fiyatlar oldukça uygun. Ancak ilk hafta markette uzun kuyruklar oluyor. Bu nedenle, ilk haftayı geçirecek kadar malzemeyi yanınızda götürün. Askı ve tıraş çantası özellikle gerekli.
Sigara İçenler İçin:
Sigara içiyorsanız, en az bir karton fazla alın. Sigaranızı dışarıdan kapalı karton olarak getirin, çünkü içeriden sigara almak büyük bir işkence.
Su Durumu:
Tabur içindeki tüm çeşmelerden (tuvaletler dahil) içme suyu akıyor. Yine de komutanlarınızla teyit edin, çünkü zaman zaman denetimler nedeniyle bu sular yasaklanabiliyor.
Birliğe Katılım:
Biz birliğe 16:30’da katıldığımız için evrak işleri ilk haftaya yayıldı ve oldukça zor oldu. Bu nedenle, size tavsiyem 12:00-14:00 arasında teslim olun.
Eğitim Süreci:
İlk hafta evrak işleri ve adaptasyon süreciyle geçti. İkinci hafta yürüyüş ve komutanlarla iletişim çalışmaları yapıldı. Üçüncü ve dördüncü haftalarda ise tamamen tören hazırlıkları başladı.
Genel Tavsiyeler:
-
Doktor veya yazman olmayacaksanız hiçbir şeye el kaldırmayın.
-
Askeri tabanlık mutlaka gitmeden alın.
-
Temiz ve tertipli olun.
-
Kimsenin arkasından konuşmayın, gereksiz kavgalara girmeyin.
-
Komutanlarla gevşek konuşmayın.
-
İstirahatlerde toplu duruyorsanız, komutan gördüğünüzde uzaklaşın; her an ceza alma ihtimaliniz olabilir.
-
Yürüyüş çalışmalarında yanınızda küçük pet şişe bulundurun; içine su doldurup kamuflaj cebinize koyun.
-
Lens kullananlar için ortam çok tozlu. Numaralı gözlük mutlaka götürün ve ince çerçeveli olmasına dikkat edin; aksi halde gözlük izi ile amele yanığı yaşayabilirsiniz.
-
En önemli uyarım: Gelmeden önce şınav, çök-kalk ve popo yere değmeden uzun süre çömelme hareketine alışın. Dizlerinizi hazırlamazsanız çok zorlanırsınız.
Son Söz:
Her şeye rağmen bu dönem geçiyor. Fiziksel hazırlık yaparsanız çok daha kolay olur. Şimdiden hayırlı tezkereler!
“4 Günde Bir Akşam Duşu Var”
Mayıs ayında bedelli askerlik yaptığım kışla ile ilgili ek bilgilerimi paylaşmak istiyorum:
-
Musluk suyu içilebilir ancak klor oranı yüksek, bazı kişilerde ishal yaptı. Tavsiye etmem.
-
İçilebilir sıcak su için bölük binasındaki çay ocağında erlere özel su ısıtıcısı vardı. O yoksa kantinde, kantinde de bozuksa diğer taburun kantininde bulabilirsiniz. (Ihlamur götürmek iyi olur.)
-
Termos götürmek büyük rahatlık sağlıyor.
-
İçeride sigara çeşitleri kısıtlı. Kent içen arkadaşlar mecbur kaldı. Kapalı paket sokabilirsiniz.
-
Törenle ilgilenmiyorsanız yangın devriyecisi olun, bolca istirahat var ve eğitimlere katılmıyorsunuz. Yoksa elinizi kaldırmayın.
-
Kışlaya cerrahi maske götürün (10-15 tane). Amfi bölgesi aşırı tozlu, 500 kişi yürüyünce toz bulutu oluşuyor.
-
Eğitimden kaçmak için revire gitmeye çalışmayın, komutanlar bunun farkında.
-
Komutan izin vermeden asla sigara içmeyin. Aksi halde tüm takım ceza alır.
-
Aynı koğuşa düşmek soyadı sırasına bağlı, yan yana girmenin faydası yok; sadece aynı bölükte oluyorsunuz.
-
Orta katta sıcak su yoksa alt katta olabiliyor. Alt kata su her zaman erken geliyor ve geç bitiyor.
-
Gitmeden SD karta müzik indirin. İçeride çok lazım oluyor. Basit kulaklık götürün.
-
Birçok şey gibi güneş kremi de kantinde yoktu, dışarıdan getirin.
-
Her gün tıraş olmaktan yüzünüz tahriş olabilir; krem veya losyon almayı düşünün.
-
Banyo ve yüz havlusu sıfır olarak veriliyor, getirmenize gerek yok. Kuruması zor olsa da. Yedek havlu götürebilirsiniz.
-
Şampuan ve katı sabun 1-2 hafta sonra dağıtılıyor.
-
4 günde bir akşam duşu var (21.00-22.00). Ayrıca her sabah 05.00-06.30 arasında duş imkanı var. 21.40 gibi girerseniz sıra olmuyor.
-
Pastil bolca götürün, vitamin de alın.
-
Yemekhane harici bir yerde yemek yemek zor, çünkü çok sıra oluyor.
-
Çamaşırlar cumartesi sabahı teslim ediliyor, gayet güzel yıkanıyor. 8 kilo için 90 TL ücret alınıyor.
-
Tuvalet temizliği bütün bölüğe değil, belli takımların sırasına göre yapılıyor; bu tamamen kısmet.
Genel olarak doğası çok güzel bir kışlaydı. Yusuf Üsteğmen’e selamlar, gideceklere şimdiden hayırlı tezkereler!
“Ben Elde Yıkadım Ama Zor Oldu”
Geçen sene Kasım ayında bedelli askerlik yaptım. İnsanlar “çok zordu” falan demiş ama ne beklediklerini bilmiyorum. Bizim bölükte komutan “çök” diyordu, 400 kişinin 200’ü “dizim sakat, belim sakat” diyordu, yine anlayış gösteriyorlardı. Tabii ki sert komutanlar vardı ama genel olarak çoğu iyiydi.
Biz girerken sivil SIM kart sokabiliyorduk, sorun olmuyordu. Kameralı telefon yasaktı ama uğraşsan sokarsın. Ben sokmadım, değmezdi zaten. Yemekler bence gayet iyiydi, ama kantin sırası felaketti. Yemekhane anne yemeği gibi değil tabii ama seçici değilseniz gayet yenilebilir. Stadın orada dürüm ve lahmacun yapan bir yer vardı, askerlikte böyle şeyler insanın gözünde büyüyor.
Yanınızda fazla nakit taşımayın, her şey kartla dönüyor. Sıcak su sıkıntılıydı; vardı ama kışın yetmiyordu. Çay ve kahveye yükleniyordu herkes. İlaç kesinlikle götürün, gerekirse gizleyerek sokun ama bir şekilde içeri alın. Koğuşlar 10 kişilik, kulağa hoş geliyor ama alan küçük ve biri hasta olduğunda hepsi hasta oluyor. O yüzden ilaç stoklu gidin, gerekirse arkadaşlarla paylaşın. Çeşme suyu içilebiliyor, bol su için.
Sigara içiyorsanız yanınıza fazladan alın. Dışarıda iki günde bir paket içiyorsanız burada günde bir paket kesin içersiniz. İçeride çeşit yoktu, sarı filtre satılmıyordu. Eğitim kısmı çok ağır değildi: yürüyüş, üç el ateş, sıraya girme, bot bağlama gibi basit şeyler. Gelen kitleyi düşünürseniz bu bile yeterli.
Ben çok eşya götürmedim. 5 don, 5 atlet aldım ve elde yıkayarak devam ettim. Zor oldu, fazladan götürebilirsiniz. Haftada bir çamaşırhane geliyordu. Traş malzemesi götürün. Temel ihtiyaçlarınızı götürün: mendil, ıslak mendil, traş malzemesi, don, atlet, ilaç, sigara, şampuan, diş fırçası, sabun ve kitap. Kart oyunu için iskambil götürün, akşamları eğlenceli oluyor. Terlik ve spor ayakkabı alın. Kıyafet konusunda abartmayın, ben bir sırt çantasıyla gittim. Maske, güneş kremi gibi şeyler benim aklıma bile gelmedi ama isteyen götürebilir. Bot için tabanlık alın, fark ediyor, içeride de bulunabilir.
Bedelli ekipte hırsızlık çok nadir ama yine de tedbirli olun, çalınacak değerli şeyler götürmeyin. Herkes sinirli olabilir, sabırlı olun. “Kimse bana dokunamaz” moduna girmeyin, çok adamın olduğu yerde her şey olabilir. Çok sorun çıkarmadıkça askerliği uzatmıyorlar. Hasta olursanız revire gidin, uzatma yaparız diye korkutuyorlar ama gerçekten ihtiyacınız varsa gidin. Suistimali zaten anlıyorlar.
Görevlerde avantajlı yerler var. Arazi olmayı seviyorsanız gözünüz açık olsun. Yazıcı, çay ocağı veya sivil eşyacı olursanız çok rahat edersiniz. Doktorsanız söylemeyin. Takım kıdemlisi olmayın, gereksiz yük getiriyor.
Çok boş tipler göreceksiniz, fazla samimi olmayın. Politik muhabbetlerden ve kavgadan uzak durun. Bir sorun olursa teğmen yerine babacan bir uzman çavuş bulun, işleri daha hızlı çözer. Teğmenler genelde prosedürcü, ufak işleri halledemiyor.
Tuvaletler genelde pis, çünkü askerler pis. Banyoda sıcak su var ama bazen beklenmedik saatlerde de geliyor, yakalarsanız girin. Ben en kötü iki günde bir duş alabildim. Zorluk size göre değişir; bazısı için kafa dinleme yeri, bazısı için “bizi yürüttüler” diye şikâyet konusu. Kendi kafanıza bağlı.
Hayırlı tezkereler şimdiden!
“Banyo ve Tuvaletler Tertemiz”
Geçtiğimiz yıl bedelli askerlik hizmetimi tamamladığım yerden bahsetmek isterim. Komutanların büyük çoğunluğu Irak, Suriye ve ülkemizin doğusunda aktif görev almış, dağ komando birliklerinden gelen tecrübeli isimlerdi. Genel izlenim olarak Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, vatanını seven insanların görev yaptığı, yeşili bol bir yer olduğunu söyleyebilirim.
Sahada aktif görev alan askerlerin yaklaşık %95’i burada eğitim görüyor. Dolayısıyla bedelli askerlik için bulunduğunuz bu tesiste, sizden önce şehit olmuş veya gelecekte vatan savunmasında görev alacak askerlerin kaldığını bilmek, buranın manevi değerini anlamanız açısından önemli.
Bedelli eğitimi açısından diğer yerlere göre daha yoğun bir programı olduğunu söyleyebilirim. Kalkış saatleri genellikle 04.30-05.00 arasında. Sabah sizi soğuk, öğlen ise sıcak hava bekliyor olacak. Koğuşlar genellikle 10 kişilik. Banyolar ve tuvaletler her zaman temiz, düzenli ve bakımları yapılmış durumda. Yemekler genel olarak fena değil; büyük ihtimalle dışarıdan bir yemek şirketi tarafından sağlanıyor.